İkinci Baharın Aşk ve Güven Meseleleri

Bodrum bu sezon bambaşka. Yaz çok geç geldi, sonbahar ise çok erken.Çok sert bir rüzgar var bu sabah dışarda.Eylül ayının o şerbet havasından eser yok.

Benim yüreğimde de hazan rüzgarları var. Bu rüzgarla sadece ikinci baharımın yaprakları dökülür sanıyordum, yanılmışım…Bir sabah bir uyandım, baktım ki yapraklar dökülmekle kalmamış; tüm dallarım kırılmış, gönül bahçem viraneye dönmüş.Neyse ki güven ağacıma bir şey olmamış . Sarsılmış neredeyse kökünden kopup bahçenin öteki tarafına savrulacakmış ama şükür. Onu bu kez kendi ellerimle toprağa ekip sulayan benim.Artık dışardan gelen fırtınalarla yerinden sökülmesine iznim yok.

Sizinle yıllardır boşanma ve iyileşme sürecini birlikte yaşayıp ilerliyoruz . Bu aralar ikinci bahar diyoruz, diyoruz ama aman aman, ne zor, ne dikenli, ne çok tuzağı olan bir yolmuş bu burası .

Durun, hemen panik yapmayın; zor ama bir o kadar da canlı ve heyecanlı bir serüven .

Biraz yemek tarifi gibi olacak ama…Kalbimizin kapılarını bahara açmadan önce tüm yasımızı iyice içimizde sindirip intikam duygularımızdan arındığımıza emin olmamız gerekiyor. Sonra yavaş yavaş yüreğimizi ısıtacak insanlarla ürkmeden temasa geçmeye çalışıyoruz.

İşte ilk zorluk burada başlıyor.

Ben bu bölüme “çakallarla dans” diyorum.Kadın erkek fark etmez, çevrede sadece “fayda” odaklı “arkadaşlık” kurmak isteyen bir dolu insan var.Fayda derken aklınıza sadece tek konu gelmesin lütfen; o en kolay anlaşılanı.Sömürünün maddisi, manevisi gırla…Anla, anlayabilirsen.

Diyelim bu bölümü hasarsız atlattınız.Laf aramızda, kırık kalpler aleminde bu bölümü hasarsız atlatanı alnından öpmeli. Az hasarla yolunuza devam edebiliyorsanız tamam.Fazla takılmayın.

İşin en zor bölümü, gönlünüzün ısındığını bulduğunuzda başlıyor .

Bu bölümde sular ısınıyor. “Ah” diyorsunuz: Ne mutlu, yeniden sevebilirim; geçmiş artık ayağıma pranga değil.Yeni dostluk, yeni arkadaşlık, yeni paylaşımlar…

Ohh, her şey mis: sevgi sözcükleri, komik anılar.Geçmişi birlikte yok edip geleceğe yatırımlar…“Bu sefer sensin”ler, “bu kez aradığımı buldum” lar ve hatta “seni seviyorum”lar , neler neler…Becerebilirsen ayakların yerden kesilmesi . Ne mümkün ?

Neyse , gül bahçesi burası; dikensiz olur mu? Olmaz tabii.

Ufak tefek sorunlar baş gösterdiğinde asıl karakter ortaya çıkıyor ve sevgi sandığınız şey sınanmaya başlıyor.Önce bir şaşkınlık; genelde sevmeye daha yetkin olan taraf bocalıyor, şaşırıyor. Çünkü sevgi neydi? Sevgi emekti.

Şaşkın taraf emeği beklerken başka bir gerçeklikle sınanıyor:karşı tarafın niyetiyle.Nedir bu niyet? “Beni sev.” “Ben yaralıyım, beni çok sev.” “Önceki ilişkilerimde çok egom kırıldı, benim egomu okşayarak sev.” “Ama beni zorlamadan, sana gösterdiğim ilgiden fazlasını beklemeden sev.”“Sen beni çok sev, ben seninle ilgilenirim.”

Sevgiye karşı ilgili ne kadar yüzeysel kalıyor, size anlatamam.

Sonrası biraz hüzün. Eğer siz oralarda kalıp sevgi vermeye ve o verilen ilginin adının sevgi olduğunu zannetmeye devam ederseniz, kaçınılmaz sonlarla karşılaşıyorsunuz.

Bir sabah bir uyanıyorsunuz, size ayrılan sürenin sonuna gelmişsiniz. İlgi dağılmış, sözde sevgi bölünmüş.Siz kendi içinizde ilerlerken partneriniz, bilgisayar oyunu gibi, bir önceki heyecanlı bölüme yeni oyun arkadaşlarıyla beraber geri dönmüş.

Bakın, bunun adı ikinci baharda aldatma olmuyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü zaten karşınıza çıkan kişi o kadarını verebiliyor size. Aradığı da, vereceği de bu kadar. O size her ne kadar öyle değil dese de; tutkuyla severek bağlanmanın yerine “insan odaklı” sevilmeyi tercih eden, ilk sorunda en çok haz aldığı level’a dönmeye çalışanlar ve kırık kalpler en güzel sever aleminin yolcuları dolaşıyor aramızda.

Peki biz mi ne yapıyoruz ?

Sonunda dönüp dolaştığımız geldiğimiz yer : gönül bahçemizin ortasındaki güven ağacının gölgesi. Rüzgar dalları kırsa da, yaprakları savursa da kökleri sağlam duruyorsa, yeni baharlara inanmaktan vazgeçmiyoruz.

İkinci baharın bahçe ziyaretleri bazen bir mola kadar kısa sürer.Kimi misafir güveni sınar, kimisi yeniden sevmeyi öğretir.Kalbimize uğrayanlara selam olsun . Artık kırgınlık, kızgınlık bizim için zaman kaybı .. Yaradan çakalların da, hep ikinci bölümde yaşamayı isteyen romantik kurtların da gönlüne göre versin, ne diyelim… Hepimiz bulunduğumuz yerde, kendi seviyemizde mutlu olalım.

Eylül 2025

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir