Kuşkunun Ecele Faydası Yok

Bir insanın bir kez güveni kırıldığında, bir daha tam olarak inanması zor.İçinde hep küçük bir ses kalıyor: “Ya yine olursa?”

O ses, bazen uykuda bile susmaz.Birinin gülümsemesine bile temkinle bakarsın.Çünkü artık bilirsin; gülümsemelerin ardında da yalanlar saklanabilir.Ve o bilgi, seni korur sanırsın — ama aslında kalbini duvarların ardına gizler.

Bir kere kırıldığında güven, geri gelmesi bir ömür sürebiliyor.İhanet sadece bir an değil; zihinde, bedende, kalpte yankısı uzun süren bir deprem gibi.Sarsıntı geçse bile duvarlar hep biraz çatlak kalıyor.

İşte o yüzden, bir daha aynı enkazın altında kalmamak için kuşku duymayı öğreniyoruz.Kuşku bir tür sigorta gibi oluyor bazen — “Bir daha asla” diyen kalbin koruma refleksi.Ama ne kadar anlaşılır olursa olsun, uzun vadede ruhu yoran, sevgiyi boğan, umudu sessizce öldüren bir şey o.

Ben de uzun zaman öyle yaşıyorum.Sözlere değil gözlere bakarak, gözlere değil tutarlılığa güvenmeye çalışarak.Her yeni başlangıçta, “Acaba yine mi?” diye içimden fısıldayan o sesi susturmaya çabalıyorum.

Ama şimdilerde yeni yeni fark ediyorum ki — kuşkuya teslim olunca insan aslında kimseye değil, sadece geçmişine sadık kalıyor.Bir zamanlar inciten o hikâyeye.Ve geçmişe sadık kalan, geleceğe ait olamıyor.

Önceki yazılarımda “şüphe varsa, gerçektir” demiştim .Bugün hâlâ arkasındayım — çünkü şüphe sezgiden gelir; içimizin doğruyu fark ettiği o anda doğar.Ama kuşku başka bir şeydir.Kuşku, sezgiden değil korkudan beslenir.Şüphe gerçeği görmeni sağlar, kuşku ise o gerçeğe saplanıp kalmanı.Biri gözünü açar, diğeri gözünü kapatır.Ve biz çoğu zaman ikisini karıştırırız.

Kuşku duymak insanidir, evet.Aldatılmış, yalanla sınanmış bir kalbin yeniden güvenmeyi öğrenmesi kolay değildir.Ama kuşku, bizi korumaz; sadece mesafede tutar.Birini sevmek için önce “güvenmek” gerekmez aslında, bazen güven yeniden sevdikçe doğar.Tıpkı kırılmış bir dalın yeniden yeşermesi gibi; yavaş, temkinli ve mümkün.

Şunu anladım: kuşkuyu tamamen yok etmek imkansız.Ama onunla yaşamayı öğrenmek, ona yönü teslim etmemek de mümkün.

Çünkü kuşku kaderi değiştirmez.Ne aldatmayı önler, ne kaybı engeller, ne de eceli geciktirir.O sadece seni, yaşamanın ortasından çeker.

Kuşkunun ecele faydası yok.Ama güvenmeyi yeniden seçmenin, kalbine yeniden inandırmanın, sevme cesaretini bırakmamanın hayata faydası çok.Ve bazen tek mucize, bir daha inanamayacağını düşündüğün halde yeniden inanabilmektir.

Kendimize Notlar:

Kuşku geldiğinde onu susturmaya çalışma.

Ama onunla el ele yürümek zorunda da değilsin.

Bırak, biraz geride kalsın.

Sen yine kalbini seç — çünkü güvenmek bazen akıldan değil, insan kalabilme inadından geçer.

Ekim 2025

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir