Aşk ve Gurur : Denklikle Dönüşmek
Beni bilirsiniz…Zaman zaman bir düşünceye saplanır, çözümünü bulana kadar — daha doğrusu, hakkında yazımı yazana kadar — o düşünceyle haşır neşir olurum.Geçer günlerim, gecelerim de öylece. ☺️
Bu kez takıldığım konu: Mr. Darcy.Hani şu meşhur “Aşk ve Gurur”daki karizmatik aşık.
İlk kez okuduğumda sanırım ergenliğimin sonuna yaklaşıyordum.Pek bir beğenmiştim kendisini — o mesafeli, gururlu, gizemli hâlini…
O zamanlar sadece yakışıklı, mesafeli ve gururlu bir adam olarak görmüştüm onu.Bugünse o gururun ardındaki kırılganlığı, toplumun ona öğrettiği yanlış öğretiler yüzünden aşka teslim olamayışını, o mesafenin ardındaki çekimi ve o aşkın içindeki sabrı okuyorum satır aralarında.
Bir zamanlar “kendini beğenmiş” bulduğum o hal, meğer sevmenin ne kadar savunmasız bir şey olduğunu öğrenememiş bir kalbin kalkanıymış.
Elizabeth’le Darcy temelde birbirlerine benziyorlardı aslında…Her ikisi de ailelerine ve kardeşlerine çok düşkündü.İkisi de o dönemin evlilik anlayışını, kurallarını ve beklentilerini kendi içinde sorguluyordu.Darcy her ne kadar soğuk bir nevale gibi görünse de, kalbi içten içe yanıyordu — tutkuyla, gururla ve kendi içinde çarpışarak.
Darcy, ilk başlarda tüm bu benzerliklerin farkında olmadan, Elizabeth’i köylü diye değil, denk görmediği için sevmekten korkmuştu.Ama sonunda aşk, gururunu değil — öğretilerini yıktı.Çünkü aşk, insanı ancak denklikle büyütür.
Ve belki de Darcy’nin dönüşümünün sırrı tam da buradaydı: Aşkta denkliğin sadece fiziksel çekim ya da maddi güç olmadığını nihayet anladı.Elizabeth’in o çağda bir kadında nadir görülen zekasına, bir erkeğin karşısında bile düşüncelerini gizlemeden konuşabilme cesaretine ve kalbini tutkuyla açabilme gücünde kendi gücüne denk bir aşk buldu.
Çoğu insan aşkta denklikten korkar.Eleştirmek bana düşmez; herkesin kendi tercihi.Ama bana sorarsanız, aynı denizde yüzüyorsak — aynı derinlikte olmak zorundayız.
Belki bazen karşındakinin derinliği ürkütücü gelir insana; oralara inmeye cesaret edemez, ilişkiden korkarız.Ama bana sorarsanız, sığ suların güvenliği, derinliğin vurgunundan daha öldürücüdür bir ilişkide.Çünkü bazı kalpler sığ sulara dayanamaz — daha kolay boğulur, ve sonunda insan kendi kendine sorar: “Kendimden bunun için mi vazgeçtim?”
Bu günkü aklımla dün akşam oturup filmini seyrettim — kim bilir kaçıncı kez.Ama bu kez “Aşk ve Gurur”un değil, Darcy’nin dönüşümünün filmini izledim adeta.Aşktan korktuğu zamanlarda yaptığı hataları, yine aşkı için telafi edişine hayran oldum.
Elizabeth’e gelince…Öyle tutkulu bir yürekten başka bir şey beklenmezdi zaten.Hep aynı bizim Elizabeth. 😉
Beni sorarsanız , sonunu bildiğim halde “yaşasın, aşk kazandı” diyerek, yine aynı mutlulukla kapattım televizyonu.
Kasım 2025