Aşk mı, Limerans mı?

Kendisine “canımın içi” diye hitap ettiğim ve bende çok özel bir yeri olan bir dostum, her pazar olduğu gibi bu pazar da bize yeni bir kavram için öğretici olmuş…

Hissettiğimiz şey aşk mı, yoksa limerans mı?

Bu soruyla birlikte bir yazı okudum. Limerans kelimesini daha önce duymuştum belki ama bu kadar yakınıma dokunduğu olmamıştı.Okudukça kendimi düşündüm, geçmişimi…

Ve fark ettim: Ben de bir dönem limerans yaşamışım. Gerçek sanmışım, aşk zannetmişim. Oysa içten içe sadece ben hissetmişim.

Limerans Nedir?

Limerans, bir kişiye karşı yoğun duygusal bağlılık geliştirmek ama bu bağlılığın karşılık bulmadığını hissetmektir.Karşındaki kişi ne seni açıkça sever ne de tamamen bırakır.

Arada sinyaller verir: bir yorum, bir emoji, bir sessiz bakış…

Ama netleşmez.

Ve sen her adımını çözmeye çalışırken, onun davranışlarına anlam yüklerken bulursun kendini.

Zamanla fark edersin ki, aslında onun kendisine değil, sana verdiğini sandığın hisse bağlanmışsın. Ve bu, aşk değilmiş.

Limeransı Tetikleyen Davranışlar

Bu duygusal yanılsamayı genellikle şu davranışlar besler:

• Netlikten kaçmak

• Yaklaşıp sonra geri çekilmek

• Sosyal medya üzerinden sinyaller verip gerçek hayatta uzak kalmak

• Seni dinleyip kendi duygularını asla açmamak

• Flört edip bağ kurmamak

• Hep bir ihtimal, hep bir belirsizlik yaratmak

Ve sen bir noktada sürekli onun duygularını yoklarken, kendininkilerle baş başa kalırsın.

Bu kişiler çoğu zaman bağ kurmaktan yada sorumluluk almaktan korkarlar.Yakınlık ister gibi görünürler ama gerçekten yakın olduklarında geri çekilirler.Sevilmek isterler ama sevgiyi taşımaya cesaretleri yoktur.Bu yüzden seni sınarlar, gözlemlerler, ölçerler… Gideceğini anladıklarında yeniden sözde sevgiyle yaklaşır ama hiçbir zaman ellerini uzatıp gerçekten elini tutmazlar.

Kısacası bazı insanlar, sana farkında bile olmadan aşk değil — limerans yaşatır.Yani, gerçek bir bağ değil; bir yanılsama, bir tutunma hali…Çünkü davranışlarıyla seni hep “aralık bir kapının” önünde tutarlar.

Sen, onun seni sevmesini bekleyen, onun bir gün “net” olmasını arzulayan, onun seni seçmesini umutla bekleyen  biri olursun. 

Ama gerçek sevgi bekletmez, test etmez, belirsizlik yaratmaz.Gerçek sevgi, “Ben senin için buradayım” der.

Limerans; sevgi değil, belirsizlikte büyüyen bir yanılsamadır. Ve fark ettiğin an… onun etkisinden çıkarsın.

Geçmişe baktığımda, ben de eski eşimle ve daha sonra hayatıma giren bazı kişilerle benzer bir yanılsama yaşamışım.

Eski eşime karşı hâlâ bir şey hissedip hissetmediğimi defalarca sorguladım. Hatta bunun zaman zaman benimle birlikte siz de sorguladınız.

Ama şimdi netim: Artık ona karşı bir şey hissetmiyorum çünkü belkide benim yıllarca aşk sandığım şey onun tutarsız davranışları karşısında içine debelendiğim bir limeranstı .

Evet hala ara sıra beni yoklayan yalnızlık ataklarım var . Ama bu ataklar beni artık aşk sandığım kavramlara artık sürüklemiyor. Çünkü aslında gerçekte yalnız değilim küçük ama gerçek bir dünyam var.

Yazılarım, kelimelerim, duygularım, beni dinleyen dostlarım . Çocuğum, ailem, Paşam , Toffim ve bahçemde sık sık bir araya geldiğim diğer canlarım …Ve doğa… Rüzgâr, tuz, güneş, gece, deniz…Ve iyilikle yaklaştığım insanların bakmaya utandığım, minnet dolu içten bakan gözleri var.

Yalnız değilim. Çünkü artık kendimleyim kocaman çıkarsız bir dünyada yaşıyorum .İşte bu, kimsenin bana veremeyeceği kadar gerçek bir tamamlanma hali.

Son Söz

Belki bir yazı okudum, ama aslında kendimi okudum. Bir zamanlar başkalarının gözünde görünmek için çabalarken,şimdi kendi içimde görünürüm.

Yıllarca bir kelime, bir mesaj, bir yakınlık ummuşum. Oysa gerçek cevap bende saklıymış.

Artık duygularımı başkalarının davranışlarına bağlamıyorum.

Kendime dönüp “aferin” diyorum. Çünkü artık hiçbir şeyin beni olmadığım bir kadına dönüştürmesine izin vermiyorum.

Şimdi biliyorum: En büyük aşk, önce kendine duyduğun sadakatle başlıyor.

Temmuz 2025

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir