Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir
Gezdim tozdum , Bodrum ‘da duruldum . Bu sefer çok değil sadece 3 ay ayrı kaldık ama bana sanki 3 yılmış gibi geldi .. İlk kez bu yıl İstanbul’dan çıkıp Bodrum sapağına geldiğimde içimden bir ses “evine hoşgeldin “ dedi.
Boşandıktan sonra kayıp zamanlarım vardı benim evim yurdum neresi bilemediğim ,hatta kim olduğumu hatırlayamadığım zamanlarım . Çok şükür hepsi birer birer geride kaldılar . Hayat bana evliliğimle ilgili kendimi kandırmayı bırakmam gerektiğini nasıl gösterdiyse , özüme nasıl döneceğimi de gösterdi . Aşk uğruna kendimi kaybetmediğim zamanlarımdan beni tanıyan bir arkadaşımla , yıllar sonra tesadüfen karşılaşıp , kahve içmek için buluştuğumuzda aslında bu tesadüfün hayatın bana yolladığı küçük bir sürpriz olduğunu düşünememiştim . Henüz insanlıktan çıkmadığım bekar çağlarımdan , evliliğimin ilk birkaç yılına kadar ailece görüşüp sonra farklı yollara savrulduğumuz arkadaşımın karşısına yeniden oturduğumda , o zamanlar herkese yaptığım gibi kötü bir evlilik süreci geçirdiğimi , kalbimin ne kadar kırık olduğunu bır bır bır anlatmış kafasını şişirmiştim. Beni dinlerken gözlerinde gördüğüm kim bu kadın bakışını fark ettiğimde , aynı şeyi ben de düşündüm. Doğru ya o masadaki kadını ben bile tanımazken , arkadaşım nereden tanısaydı ? Onun hatırladığı ama benim unuttuğum bir başka kadın vardı ve sanki yüzüme bakarken o kadını arıyordu. Yıllar sonraki bu karşılaşmamız bana unuttuğum beni yeniden hatırlattı ve bulmak için nereye bakmam gerektiği konusunda yol gösterdi .Meğerse hiçbir karşılaşma tesadüf değilmiş
O gün bugündür sevgili okurum , arkadaşım kaybolmaya meyilli olduğum zamanlarda yolumda kalmam için bana kılavuz oluyor .. Yok öyle karga misali değil canım , ayakları benden daha sağlam basıyor yere 🙂 Biraz ele avuca sığmıyor bazen ama olsun o kadar kusur kadı kızında da var … Ara sıra farklı bakış açılarına sahip olmamız beni kızdırsa da çoğunlukla , yaptığımız küçük sohbetler yolumu aydınlatıyor . Bugünkünü sizinle de paylaşmak geldi içimden ;
Çok olmak iyi mi , çok para , çok eşya , çok insan ? Koca bir şehri serseler ayaklarımızın önüne , mesela tüm BODRUM benim olsa , ister miyim acaba ? Paşa Dededen mirasmış gibi kalsa mesela BODRUM bana , gözlerim parlar , ellerimi mi oğuştururum ? Hayır istemem . Çok , yanında çok sorun da getirir… Tek olmalı , tek ev , tek bahçe, tek yaşam işte . Bir de tek seven buldun mu , öyle sağa sola mavi boncuk cinsi değil sadece seni bilen … Tek olsun benim olsun kafasındayım ben artık . Hepsi iyi hoş tek seven nasıl olacak derseniz ? Aslında doğru cümle , arkadaşımın da dediği gibi ” seni seveni bulmak” olmalı . Çünkü seni seven , tek sever … Yok öyle aynı anda birkaç kişiyi sığdıra bilecek bir gönül . Biraz senden , biraz ondan biraz başkasından olunca , birinden birini yada hepsini , yada seni en çok seveni ister istemez üzüyor insan . Evet sevgi değişir, belki evrilir başka bir şeye bile dönüşür ama en önemlisi birden fazla kişiye karşı olursa , gerçek sevgi olmaz .
Birinin sizi gerçekten sevdiğini veya birisini gerçekten sevdiğinizi nasıl anlarsınız ? Ne olursa olsun insan sevdiğini incitecek , onu hayattan koparıp kendini bulmak için yollara düşürecek hatalar yapmaz .. Merhamet gösterir , kısacası kıyamaz. Peki ya kişi kendisini gerçekten seveni hayatı boyunca bulamaz mı ? Yok artık neden bulamasın ? Dedim ya hayat bizim için çalışıyor sevgili okurum . Öyle veya böyle yaşanacak ne varsa vakti geldiğinde karşımıza çıkartıyor . Bize düşen kalbimizi karartmadan yolumuza devam etmek ve hayatın bize özel olarak yolladığı mesajları görmezden gelmemek , işte bu kadar basit.
Şubat 2024