Bodrum’un Sulak Sezonu
Çok şükür, sonunda kaçtım küçük cennetime… Hem geç oldu, hem de güç bu yıl. İstanbul’da kalıp hiç gelemeyeceğimi düşündüğüm zamanlar da oldu; aklımı yitiriyordum neredeyse.
Her yıl, büyük şehirde hırpalanan bedenimi son bir güçle Bodrum’a taşır ve kendimi bu topraklara, bu denize, bu havaya emanet ederim iyileşmek için.Ama bu yıl biraz farklı. Bu yıl sadece bedenim değil, ruhum da parçalı. Bodrum’da parçalı bulutlu bu yıl. Geçen seneden fazla yağmur yağıyor, her yer ıslak . Yaz için güzel haber tabi ama sanki doğa da benim gibi fazla hüzünlü .
Pek çok şey oluyor… Hem çevremde, hem ailemde, hem de memlekette.Kaygıya meyilli kalbim sıkışıp sıkışıp yerinden fırlayacak gibi oluyor.
Güzel ülkemin gençleri yine sokaklarda. Oğlumun arkadaşları, arkadaşlarımın evlatları…Yıllar önce aynı şeyleri biz yaparken, böyle bir endişem yoktu. Ama konu evlat olunca, tadım da tuzum da kalmıyor. Döktüğüm gözyaşının da haddi hesabı yok.
Evet, bu ara gözyaşlarım da geri geldiler…Bodrum’un sulak sezonu gibiyim.Duyduğum endişeler mi bu halimin sebebi? Evlat hasreti mi? Yoksa, elindeki sihirli değnekle yüreğimi iyileştireceğini sanan Mösyö Merlin yüzünden mi? Bilemiyorum. Hepsinden ortaya karışık bir kombin çıkıyor galiba.
En iyisi ben derin bir nefes alayım.Şu şifalı Bodrum havasını içime çekip, kalbimi ve aklımı bir güzel yıkayayım.Temizleyeyim içimi, dışımı…İzin vereyim gözlerden süzülsün kirli sular.
Bir gün her şey çok güzel olacak.Ülkemin gençliği bu kez farklı.“Z kuşağı” diyoruz onlara, bizim evlatlarımız…Ne yapmaları gerektiğini biliyorlar. En doğrusunu yapacaklarına inanıyorum.Ana baba olarak arkalarındayız.
Evlat hasretine gelince…Çok az kaldı, biraz daha sabır.Önümüzde uzun bir yaz var, birlikte geçireceğimiz.Dayan yürek az kaldı .
Peki ya Mösyö Merlin? Sihirli değnek diye bir şey yok dostum…Galiba mesele doğru zaman ve kendimizce “doğru insan”. Eğer içimde huzur yerine endişe varsa ve hâlâ gözyaşı döküyorsam, henüz orada değilim demektir.
Yüzümün gülmesi gerek.Çünkü benim hâlâ umudum var… Her şeye rağmen. Kaygılarım var evet; memleket için, evlat için, yarın için… Ve özlemlerim; oğluma, huzura, kendime… Ama biliyorum ki, insan en karanlık zamanlarda bile bir ışık arar. Ve bazen o ışık, bir gülüşte başlar. İçim ne kadar dağınık olursa olsun, bir yerlerde toparlanmaya hazır bir ben var. Yüzüm gülerse, kalbim de arkasından gelir belki…
Sonuçta Bodrum’dayım artık…Biraz zaman, biraz sessizlik ve biraz da kendime şefkatle, her şey yerli yerine yerleşir . Biliyorum güneşli günler başlayınca , hasret biter, yürek ısınır ve o kocaman gülücük gelip yeniden oturur yüzüme .
Nisan 2025