Bugün “Seni Seviyorum” Günü Olsun!
Harika güneşli bir bahar sabahı , retrolar falan da bitti ohhh tam zamanı havada “aşk kokusu ” var … Hadi , kim kimi seviyorsa çıksın ortaya.İki dudağın arasından kayıversin o cümle: Seni seviyorum. Kimse saklamasın artık, ağzının ucundan çıkıyorsa söylesin gitsin.Ama aman diyeyim, yüreğe dokunmasın.Oralara bulaşmasın, oralarda işimiz yok bugün …
Şaşırmayın canım hemen , yürekten gelmeden de söylenir bu meret kolaydır yani … Mesela benim eski kocam, boşandığımız güne kadar seni seviyorum dedi bana.Severdi kendince…Kız arkadaşlarını yatak odamızda misafir ederken, banka hesaplarına gizli gizli para aktarırken…Her seferinde beni severek yaptı bunları, sağ olsun (!)
Ondan sonra da çıktı tabii birkaç “seni seviyorum” diyen.Kayahan’ın dediği gibi:Sarı saçlarımdan ben suçluyum…Bir de o eşek gözlerime eşlik eden, beş yaşında kalmış çocuk kalbim…Eh, haliyle seviliyorum ben de, yıllardır.Ama hep iki dudağın arasından.
Şikayetim yok canım.Ne güzel işte, bana da denk geliyor arada.Bu iki kelimeyi ciklet balonu patlatır gibi kolayca ağzından çıkaran adamlar…Yalandan, malandan, dinle dur. Ben de alıştım artık biri bu cümleyi kurarken gözümün içine bakmazsa …Ben artık duymuyorum. O kelimeler uçuyor havada yada kalıyor sadece ekranda ,çarpıp sönüp duruyor anlamsızca , kalbe uğramıyor.
Yürekten gelmeden seni seviyorum demek kolay bir seçim…Hele bir de alternatifin “hiçbir şey hissetmemiş gibi davranmak”sa, tadından yenmiyor.Söyleyip kaç, hem romantik görün hem de duygusal sorumluluktan muaf ol! Oh mis.Bazıları bu iki kelimeyi kredi kartı gibi kullanıyor:Her ortamda geçerli, sonradan ödemesi yok.Kullandıkça puan kazandırıyor sanıyorlar ama yanılıyorlar … Ekstre ödeme zamanı geliyor bir zaman sonra , o muaf olduklarını sandıkları sorumluluk var ya işte nur topu gibi bir borç olarak çıkıyor karşılarına ..
İşin tuhaf tarafı …En çok da “seni seviyorum” diyenler, bir bakmışsın seni en az tanıyanlar oluyor .Tesadüfen karşılaştıkların yada seni mi onu mu seçeceğine karar veremeyenler …Kim bilir belki de bu da bir seçimdir.Sevmemeyi seçip, sevmeye en çok benzeyen kelimelere sığınmak…Kolay yol.İki dudağın arası.Kalbe uğramadan geçilen kestirme.
Neyse konumuz şu güzel güneşli günde neydi ? Bugün günlerden “Seni Seviyorum”! günü olsun . Peki tamam , ne hissettiğini bilenler söylesin, ne hissettiğini bilmeyenler susup biraz düşünsün…Ve hadi bakalım! Hep birlikte, yüksek sesle, içimizden geldiği gibi (ama mümkünse yüreğimizden): Seni seviyorum! … Kime isterseniz ona…Ama önce kendimize.
Ben mi kime söyleyeceğim? Tabii ki önce o masum 5 yaşındaki kıza: Seni seviyorum küçüğüm… Hem de yürekten. Başka kime ? Şimdilik ikincisi için bir adresim yok.Belki tanışmamız bir an meselesi ya da belki hiç yolumuz kesişmeyecek. Ama bildiğim bir şey var ki, benden bu cümle —seni seviyorum—yürekten gelmediği sürece asla çıkmayacak .. Yüreğe eşlik etmeden duyduklarım mı ? Onlar hayatıma “renk” katan birer şakadan ibaret kalacak ….
Nisan 2025